فَفَرَرْتُ مِنْكُمْ لَمَّا خِفْتُكُمْ فَوَهَبَ ل۪ي رَبّ۪ي حُكْماً وَجَعَلَن۪ي مِنَ الْمُرْسَل۪ينَ
Vaktiyle Firavun’un, İsrâiloğulları’nın yeni doğan erkek çocuklarını öldürtmesi sebebiyle Mûsâ dünyaya geldiğinde annesi onu bir sandık içinde nehre bırakmıştı; çocuk Firavun’un hizmetçileri tarafından bulunmuş ve Firavun’un sarayında yetiştirilmişti. Bu arada Mûsâ, İsrâiloğulları’ndan biriyle kavga eden bir Kıptî’nin saldırılarını engelleme girişiminde bulunurken bir yumruk vurmuş, adam da ölmüştü; 18 ve 19. âyetlerde Firavun bu olaylara işaret ederek Mûsâ’yı nankörlükle itham etmektedir. Tefsirlerde Hz. Mûsâ’nın, öldürme kastı olmaksızın Kıptî’ye vurduğu ve bu olayın kastı aşan müessir fiil neticesinde meydana geldiği anlatılmaktadır (ayrıca bk. Kasas 28/16).
Bu olaydan sonra Hz. Mûsâ, Firavun ve kavminin kendisini öldürmek istediklerini haber alınca korkmuş ve Mısır’ı terkederek Akabe körfezinin kuzeyindeki Medyen’e gitmişti (krş. Kasas 28/20). Cenâb-ı Hak daha sonra ona ilim, hikmet ve peygamberlik görevi verdi, kardeşi Hârûn’la birlikte Firavun ve kavmine gönderdi.
فَفَرَرْتُ مِنْكُمْ لَمَّا خِفْتُكُمْ
فَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyh arasında hiç zaman geçmediğini, işin hemen yapıldığını ifade eder. فَ ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
فَرَرْتُ sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir تُ fail olarak mahallen merfûdur. مِنْكُمْ car mecruru فَرَرْتُ fiiline mütealliktir.
لَمَّٓا kelimesi حين (...dığı zaman) manasında şart anlamı taşıyan zaman zarfıdır.
لَمَّا : Cümleye muzâf olan zarflardandır. Kendisinden sonra gelen muzâfun ileyh cümlesi aynı zamanda şart cümlesidir.
a) (لَمَّا) muzari fiilden önce gelirse, muzari fiili cezm eden harf olur.
b) (لَمَّا) ‘ya aynı zamanda cezmetmeyen şart edatı da denir.
c) Bazen mana bakımından cevap olan cümleden sonra da gelebilir.
d) Sükun üzere mebnidir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
خِفْتُكُمْ ile başlayan fiil cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
خِفْتُ sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir تُ fail olarak mahallen merfûdur. Şartın cevabı öncesinin delaletiyle mahzuftur.
فَوَهَبَ ل۪ي رَبّ۪ي حُكْماً
Cümle atıf harfi فَ ile فَرَرْتُ ‘ye matuftur. Fiil cümlesidir.
وَهَبَ fetha üzere mebni mazi fiildir. ل۪ي car mecruru وَهَبَ ‘nin mahzuf ikinci mef’ûlüne mütealliktir.
رَبّ۪ي fail olup mukadder damme ile merfûdur. Mütekellim zamiri ى muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
حُكْماً mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
وَجَعَلَن۪ي مِنَ الْمُرْسَل۪ينَ
Cümle atıf harfi فَ ile وَهَبَ ‘ye matuftur. Fiil cümlesidir.
جَعَلَن۪ي fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. Sonundaki نِ vikayedir. Mütekellim zamiri ي mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
Değiştirme manasına gelen جَعَلَ kelimesi 3 şekilde gelir:
1. Bir şeyden başka bir şey meydana getirmek
2. Bir halden başka bir hale geçmek
3. Bir şeyle başka bir şeye hükmetmek.(Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
مِنَ الْمُرْسَل۪ينَ car mecruru جَعَلَ fiiline mütealliktir. الْمُرْسَل۪ينَ ‘nin cer alameti ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.
الْمُرْسَل۪ينَ kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i mef’ûlüdür.
فَفَرَرْتُ مِنْكُمْ لَمَّا خِفْتُكُمْ
Musa (as)’ın sözlerinin devamı olan bu ayet, önceki ayetteki …فعلتها cümlesine فَ atıf harfiyle atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.
Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Halidî, Vakafât, S.107)
Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam olan خِفْتُكُمْ şart cümlesi, لَمَّا ’nın muzâfun ileyhidir.
Öncesinin delaletiyle cevap cümlesinin hazfi, icâz-ı hazif sanatıdır. حين manasındaki لَمَّا bu mahzuf cevaba mütealliktir.
Bu takdire göre mahzuf cevap ve mezkur şart cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Haber cümlesi yerine şart üslubunun tercih edilmesi, şart üslubunun daha beliğ ve etkili olmasındandır.
Ayette cevabın mahzuf olması farklı yönlerden düşünmeyi gerektirdiği, ayrıca dinleyici ve okuyucuyu düşünce ve hayal ufkuna yönlendirdiği için mübalağa içermektedir. Îcâz metoduyla cümle daha yoğun anlamlar yüklenmiştir. (Hasan Uçar, Kur’ân-ı Kerîm’deki Anlamsal Bedî‘ Sanatları Doktora Tezi)
لَمَّا ; mazi fiile dahil olduğunda iki ayrı cümlenin varlığını gerektirir. Birinci cümlenin bulunması ikinci cümlenin de bulunmasını gerektirir. لَمَّا harfi var olan birşeyden dolayı var olmayı gerektiren harftir. Bazı ulema bu takdirde لَمَّا ’nın حين manasında zarf olduğunu kabul eder. (Suyûtî, İtkan)
لَمَّا ; maziden önce vakta ki,...dığı zaman, manalarına gelen, cezmetmeyen, şart manalı zaman zarfıdır. Şart fiili de cevap fiili de mazi veya mazi manalı olmalıdır. (Meral Çörtü, Cümle Kuruluşu ve Tercüme Tekniği)
فَوَهَبَ ل۪ي رَبّ۪ي حُكْماً وَجَعَلَن۪ي مِنَ الْمُرْسَل۪ينَ
فَرَرْتُ ’ye matuf olan فَوَهَبَ ل۪ي رَبّ۪ي حُكْماً cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Car mecrur ل۪ي , fail olan رَبّ۪ي ’ye, siyaktaki önemine binaen takdim edilmiştir.
رَبّ۪ي izafeti muzâfun ileyhin şanı içindir.
Mef’ûl olan حُكْماً ’deki tenvin nev, tazim ve teşrif ifade eder.
Aynı üslupta gelerek makabline atfedilen وَجَعَلَن۪ي مِنَ الْمُرْسَل۪ينَ cümlesinin atıf sebebi hükümde ortaklıktır.
مِنَ الْمُرْسَل۪ينَ , mahzuf ikinci mef’ûle mütealliktir.
Alimler, ayette bahsedilen hükmün ne olduğu hususunda, değişik görüşler belirtmişlerdir: Doğruya en yakın olan, bunun peygamberlikten başka birşey olmasıdır. Çünkü matuf, matufun aleyhden başkadır. Peygamberlik ayetteki, ‘’Beni peygamberlerden yaptı’’ ifadesinden anlaşılmaktadır. O halde ayetteki حُكْماً ile ilim ve anlayış kastedilmiştir. (Fahreddin er-Râzî)