Meryem Sûresi 94. Ayet

لَقَدْ اَحْصٰيهُمْ وَعَدَّهُمْ عَداًّۜ  ...

Andolsun, Allah onları ilmiyle kuşatmış ve tek tek saymıştır.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 لَقَدْ muhakkak
2 أَحْصَاهُمْ onları kuşatmış ح ص ي
3 وَعَدَّهُمْ ve onları saymıştır ع د د
4 عَدًّا bir bir ع د د
 
Gökler, yer, bunların içinde bulunan melek, cin, insan vb. ne varsa hepsini Allah yaratmıştır; onlar tanrı değil Allah’ın kullarıdır; O’na itaat ve ibadet ederler (krş. İsrâ 17/44). Allah, onlardan ve kendisine çocuk yakıştıranlardan haberdardır, onların sayılarını ve yaptıklarını bilir. Kıyamet gününde herkes tek tek O’nun huzurunda toplanacak ve yaptıklarıyla başbaşa kalarak hesap vereceklerdir.
 
 Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 620
 

لَقَدْ اَحْصٰيهُمْ وَعَدَّهُمْ عَداًّۜ

 

لَ  mukadder kasemin cevabına gelen muvattie harfidir.  قَدْ  tahkik harfidir. Tekid ifade eder.

اَحْصٰيهُمْ  fiili, elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri     هو ’dir. Muttasıl zamir  هُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.

وَ  atıf harfidir.  عَدَّهُمْ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri  هو ’dir.

Muttasıl zamir  هُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.  عَداًّ  mef’ûlu mutlak olup fetha ile mansubdur. 

Mef’ûlu mutlak: Fiil ile aynı kökten gelen masdardır. Mef’ûlu mutlak harf-i cer almaz. Harf-i cer alırsa hal olur. Mef’ûlu mutlak cümle olmaz. Mef’ûlu mutlak üçe ayrılır:

1. Tekid (Kuvvetlendirmek) İçin: Fiilin manasını kuvvetlendirir. Masdar olur. Daima müfreddir. Fiilinden sonra gelir. Türkçeye “muhakkak, şüphesiz, gerçekten, çok, iyice, öyle ki” diye tercüme edilir.

2. Nev’ini (Çeşidini) Belirtmek İçin: Fiilin nasıl meydana geldiğini ve nev’ini bildirir. Nev’ini bildiren mef’ûlu mutlak umumiyetle sıfat veya izafet terkibi halinde gelir. Tesniye ve cemi de olabilir. Fiilinin önüne geçebilir. Türkçeye “gibi, şeklinde, aynen, tıpkı, tam” diye tercüme edilir.

3. Adedini (Sayısını) Belirtmek İçin: Failin yaptığı işin sayısını belirtir. Adedini belirten mef’ûlu mutlak  فَعْلَةً  vezninden gelen bina-ı (masdar-ı) merreden yapılır.

مَرَّةً  kelimesi de mef’ûlu mutlak olur. Fiilinin önüne geçebilir. Türkçeye “kere, defa” diye tercüme edilir. Burada tekid için gelmiştir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
 

لَقَدْ اَحْصٰيهُمْ وَعَدَّهُمْ عَداًّۜ

 

لَ  mahzuf kasemin cevabının başına gelen muvattiedir.  لَقَدْ اَحْصٰيهُمْ  cümlesi, mahzuf kasemin cevabıdır. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber inkârî kelamdır.  Kasem fiilinin hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır. Mahzufla birlikte cümle kasem üslubunda gayrı talebî inşâî isnaddır.

وَعَدَّهُمْ عَداًّ  cümlesi kasemin cevabına atfedilmiştir. Mef’ûlü mutlakla tekid edilmiş cümlenin atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır. 

Mef’ûlü mutlak olan  عَداًّۜ  cümleyi tekid etmiştir.

عَدَّ  ve  عَداًّ  kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

اَحْصٰيهُمْ - عَدَّهُمْ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.

Amellerin tesbiti manasında  عُدُّ  kullanılmasında, sebep-müsebbep alakası ile mecaz-ı mürsel vardır. Yapılan ameller saymanın sebebidir. Müsebbep yerine sebep zikredilmiştir. Şöyle de ifade edilebilir; aklî ve görülmez olan bir anlatım, gözle görülen, canlı bir şey menziline konulmuştur. 

Yemin olsun ki onları tespit etmiş sınırlamış ve etrafını çevirmiştir, öyle ki onun ilminin sınırından ve kabza kudretinden çıkamazlar. Ve onları saymakla saymıştır şahıslarını, nefeslerini ve fiillerini saymıştır, çünkü her şey onun yanında miktar iledir. (Beyzâvî)